Kan, Gül ve Dans
Cansız bir gül masanın kenarında
Uzanmış sere serpe çırılçıplak
Meltemle düşecek gibi titrek
Kurtarmaya kalksan kan çanağı ellerin
Kokusunu takip edip sahneye ulaşıyoruz
Karanlığa sürüklenmişiz kör kütük
Yerlerde gül desenleri göz kırpışırken
İki kişi günü götüren dansı ediyorlar
Gülün çığlığını duyuyoruz seherden
Kamaşan duvarlara bakamıyoruz utancımızdan
Dikenlerinden ağlıyor gül hıçkırarak
Dansın son bölümü oynanıyor sırtımızda
Elinin biri beline sarılırken öteki eli kızın öteki elini kavrıyordu. İkisi öne doğru eğilirken kızın saçları aşağı sarkıyor ve gül desenli yerlere dokunuyordu. Aynı anda masadaki gül hafifçe aşağı doğru eğiliyordu. Son harekette kız başını soldan sağa doğru savururken havada yarım bir daire çiziyordu. İkisi aşağıdan yukarı doğru birbirlerine gülümseyerek yükselirken boş bardaklar titriyor, camlar kırmızıya bürünüyordu. Oğlan kızı bırakıp karanlıklara doğru kayboluyor ve kız üşürmüş gibi kendine sarılaraktan titreyerek güllerle bezeli yere çöküyordu. Masadaki gülden bir yaprak kopuyor ve kızın bir ama sadece bir tanecik gözyaşının üzerine konuyordu. Masaların arasından bir ses duyuluyor ve bir karartı aniden güle doğru hareket ediyordu. Birkaç saniye sonra masadaki gül kayboluyordu, sessizce.
Sessizlikten ayak seslerimiz duyulmuyor
Usulcana bir silüet beliriyor kızın önünde
Gül tüm zarafetiyle kızın eteklerine süzülürken
Kasılmış ellerinden kanlar damlıyor silüetin
Gün ağarana dek hiç durmadan dans ediyorlardı. Nitekim, güneşi onlar doğuruyorlardı...
Çok değerli dans partnerime sevgi ve teşekkürlerimle...
Uzanmış sere serpe çırılçıplak
Meltemle düşecek gibi titrek
Kurtarmaya kalksan kan çanağı ellerin
Kokusunu takip edip sahneye ulaşıyoruz
Karanlığa sürüklenmişiz kör kütük
Yerlerde gül desenleri göz kırpışırken
İki kişi günü götüren dansı ediyorlar
Gülün çığlığını duyuyoruz seherden
Kamaşan duvarlara bakamıyoruz utancımızdan
Dikenlerinden ağlıyor gül hıçkırarak
Dansın son bölümü oynanıyor sırtımızda
Elinin biri beline sarılırken öteki eli kızın öteki elini kavrıyordu. İkisi öne doğru eğilirken kızın saçları aşağı sarkıyor ve gül desenli yerlere dokunuyordu. Aynı anda masadaki gül hafifçe aşağı doğru eğiliyordu. Son harekette kız başını soldan sağa doğru savururken havada yarım bir daire çiziyordu. İkisi aşağıdan yukarı doğru birbirlerine gülümseyerek yükselirken boş bardaklar titriyor, camlar kırmızıya bürünüyordu. Oğlan kızı bırakıp karanlıklara doğru kayboluyor ve kız üşürmüş gibi kendine sarılaraktan titreyerek güllerle bezeli yere çöküyordu. Masadaki gülden bir yaprak kopuyor ve kızın bir ama sadece bir tanecik gözyaşının üzerine konuyordu. Masaların arasından bir ses duyuluyor ve bir karartı aniden güle doğru hareket ediyordu. Birkaç saniye sonra masadaki gül kayboluyordu, sessizce.
Sessizlikten ayak seslerimiz duyulmuyor
Usulcana bir silüet beliriyor kızın önünde
Gül tüm zarafetiyle kızın eteklerine süzülürken
Kasılmış ellerinden kanlar damlıyor silüetin
Gün ağarana dek hiç durmadan dans ediyorlardı. Nitekim, güneşi onlar doğuruyorlardı...
Çok değerli dans partnerime sevgi ve teşekkürlerimle...
Erol
Mayıs 14, 2008
Mayıs 14, 2008
Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ReplyDeleteekliycegim.
Çok memnun olurum Sevgi. Yan taraftaki İzle butonuyla Google'dan takip edebilir veya Facebook'taki http://apps.facebook.com/blognetworks/blog/carmen_roxanne/ sayfasından gelişmeleri izleyebilirsin.
ReplyDeleteYine beklerim...